İki Dakika
- turalsstories
- 13 Eki 2023
- 1 dakikada okunur
Bulunduğumuz bazı anları rüya gibi diye nitelendirirken birçok rüyaya da keşke gerçek olsaydı diyoruz. Bu çıkmazı yaşadığım sabahlardan birine uyanmıştım. Yine rüyama girmişti. Saatlerce sürmüş gibi hissettiğim ama iki dakika olan bu yarı ölüm halini sevip sevmemekte oldukça kararsızım. Ellerinde bir şeyler tutuyordu ve sanki saklıyordu emin değilim. Eskiden eline dünyayı sığdırırdın diyerek başladığım cümleyi neden şimdi değil düşüncesinde kaybolarak sonlandıramadım. O da bir anda yok olmuştu. Nereye gittin? Şaka yapmamıştım, biz senin dünyandık! “Ve aramızdaki ulaşım aracını hiç elinden düşürmezdin.” bunu söylemek için sesim kısılana kadar bağırdım. Ama çığlıklarım aramızdaki hiçlikten dolayı ona ulaşamamıştı. Ve nasıl olduğunu anlamadan yine önümde belirmişti lakin az önce bulunduğumuz yerde değildik. Saçları rüzgârın etkisi ile dalgalanırken aramızdaki mesafe çok kısa olmasına rağmen neden bu kadar terlediğime anlam veremiyordum. Sersem gibi etrafa bakınırken çölde olduğumu fark ettim. E nasıl oluyor diye kafamı çevirdiğimde ağaçların arasından, avuçlarının üzerinden bana doğru üflediğini gördüm. Sıcaktan kesilen nefesim yeniden canlanmıştı. Doğduğu anı hatırlayan kimse yoktur. Ben de hatırlamıyordum, bundan sonra hatırlayacağım. Doğduğum için o gülüyordu, ben ise her doğan bebek gibi ağlıyordum. Elimi, silmek için gözüme götürdüğümde o köprü anında olduğumu hissettim. Rüyada olduğumu anladığım anı yaşıyordum. Gözlerimdeki yaşların daha derin ve farklı anlamları vardı: özlem ve hüzün. Uyandığımda boğazım aynı o çöl gibi kupkuruydu. O serinliğin sebebi ise kaybolup gitmişti. Gördüğüm rüyayı derinlemesine hatırlamaya çalışıyordum ama nafile. Son kez konuştuğumuz o iki dakika geldi aklıma. Keşke o da rüya olsaydı ve az öncede kalsaydı. Ben de uyandığımda her gün aynı heyecanla attığın günaydın mesajına, “günaydın anne” deseydim.




Yorumlar