Karanlık
- turalsstories
- 11 Şub 2024
- 3 dakikada okunur
Uyandığında gecenin en karanlık anında gibiydi ve ortada ay ışığı da yoktu. Gözlerini ovuşturduktan sonra kapatıp bir daha açtı. Değişen bir şey olmadı, karanlıktı. Yatağın üzerinde doğruldu ve derin nefesler almaya başladı. Zihni çok bulanıktı. Bir gün önce neler yaptığını, nerede uyuduğunu, buraya nasıl geldiğini hatırlamıyordu. Ayağa kalkıp nerede olduğunu anlamak için işe koyuldu. Dikkatli adımlarla elleri vücudundan önde yürümeye başladı. Çok geçmeden duvara dokunduğunu hissetti ve eliyle duvarı keşfetmeye başladı. İçerinin bu kadar zifiri olmasından dört tarafının da kapalı olduğunu biliyordu. Lakin “Hangi malzemeyle kaplı? Boşluk var mı?, Kapı var mı?” gibi soruların zihninde netlik kazanması gerekiyordu. İlk duvarda herhangi bir şey bulamayınca vurmaya başladı ve yumruğundan daha sert bir cisme çarptığını anlayınca bunun mantıksız olduğuna karar verip arkasını döndü ve hareket etti. Anlaşılan çok küçük bir yerdeydi. Karşı duvara hızlı varması bunu netleştirmişti. Yürürken hiçbir eşyaya çarpmadı. Duvarı kontrol ederken sadece yatak mı var burada diye düşünmeye başladı. Ve aradığını bulamayınca diğer duvarlardan önce yatağa doğru yürümeye karar verdi. Midesine metal bir başlığın çarpmasıyla doğru konumda olduğunu anladı. Dokunduğunun paslı bir yatak başlığı olduğunu fark etti ve her tarafını didik didik aramaya başladı. Yatağın üzerinden, başlıklarından da bir şey çıkmayınca yatağın altına doğru yere uzandı. Eline bir şey çarptı, ne olduğunu o an anlamadı. Avcunun içine aldı ve kalkıp yatağa oturdu. Ufacık bir kutuydu. Burnuna doğru yaklaştırdığında kibrit olduğu konusunda beyni tarafından bir uyarı aldı. Büyük bir sevinç ve heyecanla ilk kibriti yaktı. Hızla ayağa kalktığından ateş söndü. Daha dikkatli hareket etmesi gerektiğini düşünerek yaktığı yeni kibrit ile temkinli adımlar attı. Ateşi bulmuş olmasının verdiği mutluluk, duvarlarda istediği gibi bir şey bulamayacağından çok uzun sürmeyecekti. Kibrit kutusundaki çöpler epey azalmıştı ve hala ortada bir sonuç yoktu. Geriye idareli kullanması gereken son üç kibrit çöpü kalmıştı. Öfkeli bir şekilde el yordamı ile yatağı bularak üzerine oturdu. Çok hızlı atan nabzını yavaşlatmak için derin nefesler alıp verdi. Bu egzersiz, odada daha ne kadar oksijen var düşüncesini ortaya çıkardığından çok devam etmedi. Sinirden ilk haykırışını yaptı ve arkaya doğru yattı. Sırtına bir cismin değdiğini hissetti. Bir yandan ama nasıl olur burada bir şey yoktu daha demin her tarafa baktım diye düşünürken bir yandan da doğrularak cismi eline aldı. Cam gibi bir şeye dokunuyordu. Ama kesinleştirmek için yine ışığa ihtiyacı vardı. Kibritlerden bir tanesini daha feda etmeye hazırdı. Bu küçük bir aynaydı. Yaktığı çöpü yüzüne doğru yaklaştırdığında aynadaki yansıması ikinci bir haykırışa sebep oldu. Bu kendisi değildi. Yaşlanmış hali de değildi. Bir daha bakmaya cesaret edemediği bir yaratıkla karşılaşmıştı. Rüyada olup olmadığını anlamak için kendine tokatlar attı. Bu, durumu çözmesine yardımcı olmadı. Karanlık bir odada bilinmeyen bir yüze sahip, belirsizlik içerisindeyim. Bu bir araf mı diye monoloğunu sürdürdü. Yeni bir gelişme daha oldu. Bir koku vardı. Ve ilginç olan bu kokuyu tanıması saniyeler içinde gerçekleşti. Savaş zamanı binlerce insanı öldürdükten sonra yaptığı işin gururu ile cesetleri izlediğinde tanık olduğu koku idi bu. Sivil demeden yaşlı, çocuk demeden yıllarca yapmıştı bu işi. Peki neden ve nasıl oldu bu diye hemen ayağa kalktı. Ayağına bir şeyler takılıp yuvarlandı. Sonra bir tane daha bir tane daha… Eğilip eliyle kontrol etmeye cesaret edemediği için son iki kibritten birini daha yaktı. Üçüncü çığlık korku dolu idi. Bulunduğu yerin zemini ceset kafası ile dolmuştu. Hemen yatağa çıkıp bir köşesine çekildi. Sesler duyuyordu. Bunlar durmadan artan kafataslarından geliyordu. Yatağının üzerini de doldurmaya başladılar. Elleri titrerken yaktığı son kibrit ile gördüklerinden sonra şu cümleleri söyledi:
-Yoksa öldüm mü?
-Burası cehennem mi?
-Ama orada ateşler olacaktı ve yanacaktık. Burada ise elimdeki son ışık da söndü.
-Karanlıktayım.




Yorumlar