Tünel
- turalsstories
- 24 Eyl 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Eki 2023
Köşeyi döndüğümde burnuma gelen tünel kokusuyla içim ısınırken, dar açılı perspektiften kırmızı tramvayı görünce sevindim. Ama gerçekten sevinmem için 5 saniye daha gerekti. Kalkış saatini yazan tabelayı görmem 5 saniyemi aldı. Ve evet daha 3 dakika vardı. Acele etmeden cebimden çıkardığım kartı cihaza okutmaya çalışırken aklımdaki düşünce yüzümde tebessüm oluşturdu. Tünelin tarihini, tanık olduğu birçok hikâyeyi okuyup dinlemiştim ama aralarında bir tanesi her geldiğimde beni gülümsetiyordu. Tramvay uçuyordu. Evet, yanlış duymadınız. Nasıl olduğunu anlamadan tramvayın havalandığını gören insanların bu sözleri, düşünmeme neden oluyordu. Az sonra turnikeden geçip tramvaya doğru giderken meraklı gözlerle etrafı inceleyen kalabalığı gördüm. Belli ki ellerindeki kağıtlarda bu tünelin de ismi vardı. İçeride kendi dilimi konuşabileceğim neredeyse kimse yoktu. Köşede elindeki müzik aletiyle çalıp söylemeye hazırlanan adamın siluetini o tarafa bakmadan gördüm ve tramvayın kapısının önündeki boşlukta yerimi aldım. Tramvayın hareket etmesini beklerken kimseyle göz göze gelmemek için dışarıya bakıyordum. İçerisi doluydu, kimse konuşmuyordu. Kiminin elindeki cihazdan baktığı yöne kimi çıplak gözle bakıyordu. Etrafıma bakınca tüm bu gözlerin aynı yere odaklandığını gördüm. Az önceki siluet çalıp söylemeye başlamıştı. Duyduklarını anlamayan beyinlerin gözlerini oraya doğru çevirmesi şaşırtmıştı beni. Müzik aletini olması gerektiği gibi çalıyor, notadan çıkmıyordu. Sesi her gün duyduğumuz seslerden biriydi. Dönüp baktıracak kadar şahane bir dinleti değildi. Gözlerim etrafı tararken tabelada hareket anının geldiğini görmemle karşımdaki kapı dışında diğer iki kapının kapanması bir oldu. Ama benim önümdeki kapı kapanmamıştı. Sağa sola bakınıp ‘Çok mu yakınım, geri gitsem mi?’ diye düşünürken yalnızca benim hareket ettiğimi fark ettim. Herkes sabit duruyor ve aynı yöne bakıyordu. Ben de merakla gözlerimi çevirdim. Önündeki çantada ses yapacak birkaç kuruş olan gururlu oturuşa sahip bir adam vardı. Gözlerim müzik aleti ile dans eden ellerinden sonra dimdik oturan bedeninden boynuna ulaşınca; kirli sakallı, bir kısmı dökülmüş ama özenle taranmış saçları olan anlayamadığım bir tebessüme bürünmüş simayla karşı karşıyaydım. Parçayı tamamlamak için son durak olan gözlerinde durdum. Ve ben de öylece kaldım. Şarkısını söylerken önündeki çantayı doldurmak için ne ceplere, ne de merceklere bakıyordu. Tek bir odağı vardı: gözler. Aynı anda tramvaydaki tüm gözlere bakıyordu. Bunu nasıl başardığını anlamadan benim önümdeki kapı da kapandı. Yüzündeki mutluluğun sebebini anlamıştım; başarının yansımasıydı bu. Ama hemen orada değil, tramvay uçtuktan biraz sonra…




Yorumlar